4 Ocak 2012 Çarşamba

Ada Balık

31.12.2011

Yazı ayrı, kışı ayrı bir güzeldir Ada'nın, nam-ı diğer ''Fethi'nin Yeri''. Alaçatı'nın şatafatına, Çeşme'nin sıradanlığına 20 dakika yakınlıkta ama dünyalar kadar da uzak bir yer. Bir huzur mabedi adeta. Tam anlamıyla salaş bir rakı balık mekanı, ve biraz tanınıp meşhur olunca özünden uzaklaşan pahalanan yerlerden değil.

Yazın gün batımına yakın gidiyoruz ilk, rüzgara açık koyda dalgalarla oynaştıktan sonra duş almaya çıkarken masaları kurmaya başlıyorlar sahile.



Neredeyse denizin içindeki masamıza kurulup rakımızla kavuşurken güneş bizim için batıyor, deniz bizi kendine çağırıyordu sanki. Ayaklarımızı yalayan dalgalar her gelişlerinde mutluluğumuzu geri verip, gidişlerinde mavi mavi geri alan bir yalnızlık şarkısı söylerken, olabildiğine esen rüzgar bile keyfimizi bozamıyordu. Mezelerin, rakının ve dalgaların aşkının en ilahi yaşandığı yerlerden biridir Ada. Akşamın kızıllığında pembeye dönen bulutlar ve aşk var havada. Sevgi ve güzelliğin bulaşıcı olduğu, insanın gözüne herşeyin hoş göründüğü sihirli bir mekan burası. Yemekleri ya da temizliği, servisi filan ne övmek ne de yermek aklınızdan bile geçmeyecek inanın. Hele bir de sevdiğiniz yanınızdaysa 'ölüp burada kalalım' dediren yerlerden biri bizim gözümüzde.



Kışı da ayrı bir güzel demiştik ya, onu da görmeniz lazım. Çeşme ve çevresine uzun zamandır görülmemiş şiddette, silecekler yetişmediği için araba kullanamayacak kadar yoğun bir yağmur yağarken, kısmen toprak olup şimdi göle dönüşmüş yolu göze alan birkaç keyifçi var akşamın erken saatlerinde. Plajdaki mahzun masalar ve denizin rengi yazdan çok uzak ama ruha aynı yakınlıkta, başka bir yerden dokunuyor sadece bu sefer. Ortada yanan sobanın ayrı bir keyif kattığı bir rakı sofrasından bir sonrakine gitmek üzere kalkarken sadece ''umarım hep burada ve hep böyle kalır'' demek geliyor insanın içinden. 


''A wind has blown the rain away and blown the sky away and all the leaves away, and the trees stand. I think, I too, have known autumn too long''.