Hep güneşli günlerde mutlulukla içilmez tabii ki rakı. Araya çeşni de katar hayat bazen ki neyin kıymetli olduğunu daha iyi anlayabilelim. Bulutlar elinle uzansan dokunacak kadar inmiş körfezin üzerine, günü geceye çevirmiş, denizin rengini fümeye; boşaldı boşalacak. Kaçırmamak lazım, kaçmak da lazım şehrin keşmekeşinden.
İzmir'de yaşamanın en büyük nimetlerinden biri olsa gerek kısa zamanda çok uzağa gidip mekan değiştirebilmek. Düşüncenin kafamda yer etmesinden yarım saat sonra Sahilevleri'ndeyim. Balıkçı barınağına vardığımda hafiften çiselemeye başladı, gök gürültüsü ve şimşekler birazdan inecek sağanağın habercisi. Masaların etrafında dolaşıp yemek beklemesine alışkın olduğumuz kediler karadaki teknelerin altına sığınıyorlar aceleyle.
Taka Balık, Sahilevleri'ndeki birkaç yerden biri ve tabii ki salaş, mütevazi bir yer ama tazelik ve lezzet son derece tatmin edici. Rakıcı mekanı; dört başı mamur sıcak yemek ağırlıklı yüksek beklentileriniz yoksa her zaman gidilebilecek bir yer. Bir de ortadaki sobayı kaldırıp yerine gazlı çirkin ısıtıcıları koymasalarmış daha da iyi olurmuş aslında.
Rakı ve mezeleri söyleyip oturduğum anda da başlıyor böyle zamanların en güzel melodisi; plastik yan duvarların fırtınanın zorlamasına direnirken çıkardığı acı namelere çatıyı döven damlalar eşlik ediyor. Birkaç erkenci daha var benim gibi ... Zeki Müren'in namelerinin duyulmasıyla tüm konuşmalar bıçak gibi kesiliyor ve o büyülü sessizlik hakim oluyor havaya . Bütün eller kadehlere gidiyor ve kaldırılıyor, kim bilir nelere? Kimisi eşlik ediyor şarkılara, kimisinin gözü uzaklarda, ve yine kimisi kim bilir kiminle konuşuyor o an orada olmayan. Bazen insan yalnız görünsede sıkılmaz çünkü aslında "o" o anda , o yerde yalnız değildır ; zoraki muhabbet edeceğin birisiyle rakı içmektense her zaman kendi özüyle olmak huzur verir insana. Bir sen söylersin bir o söyler, yüzünüz güler kimi anılarda, ağlarsınız da belki bazen.
En sevdiğiniz şarkı başlar sonra, mırıldanırsınız ve bitmesini istemezsiniz . Hep o çalsın istersiniz ama olmaz, son mısrayı uzatırsınız en azından ya da tekrar tekrar söylersiniz sessizce ama fasıl ara taksimine geçmiştir bile, siz ne yapsanız da bir sonraki şarkı başlayacaktır birazdan, başkalarını mutlu etmek üzere.
'İşte o lafı etme Halil'
YYRR
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder